10961,41%0,29
40,89% 0,03
47,79% 0,19
4387,17% 0,16
7051,98% 0,00
KIRILMA NOKTASI
Biz öğretmenler, öğrencilerimizin eğitim ve öğretim hayatlarının başarılı geçmesi için rehberlik yaparız.
Bir insanın yetişmesinde şu üç ögenin önemini hatırlatırız. Okul….Aile….Çevre Hatta “eğitim ailede başlar” ifadesini de okullarda, çevrede iyi bilinir.
Öğrencilerimizin eğilimlerine, ders yeteneklerine göre ders (alan- bölüm) seçmelerindeki sıkıntılar günümüzde devam ediyor. Öğrencinin 9. ve 10. sınıflarda sayısal dersleri zayıf olduğu halde bile bile 11.sınıfta sayısal alanı seçmesi hiç de akılcı, mantıklı bir seçim olmuyor. Aynı durum diğer ders (alan-bölüm) seçmeleri içinde geçerlidir. Maalesef olan dört yılın sonunda hiçbir başarı elde edemeyen öğrencilerimize oluyor. YKS sonuçlarına göre binlerce öğrencimiz yanlış ders seçimi yapmaları ve yanlış alanda okuduklarından dolayı başarısız oluyorlar.
Bu durum ülke genelinde yorumlar yapılırken, neden gençlerin başarısız oldukları noktasında derin araştırma yapılmadan yanlış yorumlara neden oluyor. Sebep bir noktada belli. Okullardaki rehber öğretmenlerin ders seçim (alan-bölüm) noktasındaki geniş aydınlatıcı bilgi vermelerine rağmen, öğrenci 10. Sınıfın sonunda başarısız derslerde, yanlış bölümde okumasından kaynaklanıyor. Kırılma noktası burada.
Milli Eğitim mevzuatına göre her öğrencinin ders (alan- bölüm) seçmede herhangi bir kriter zorunlu kılınmamış. İsteyen her istediği bölümde okuma hakkı verilmiş. Hatta anayasanın eşitlik ilkesi bahane edilmiş.
Ne kadar yanlış.
Başka ülkeleri incelediğimizde bu durumun hiç de öyle olmadığı aşikar. Batı ülkelerinde de bir kriter var. Almanya’da öğrenci daha 4. Sınıfını bitirince öğrencinin eğilim, ilgi, yetenek, başarılı olabileceği alan bölümüne zorunlu (eğitim mevzuatlarında var) olarak 3 ana kısma ayırmış. Sayısal, Eşit ağırlık, Meslek. Üniversite sınavlarında ise yığılma olmuyor. Bu durum bize uyar mı…. Uymaz tabii. Ama akılcı, mantıklı tarafı, öğrencinin yeteneğine göre bölüm zorunluluğu getirilmiş olması. Aklın yolu birdir, derler. Bizler akademik okullar olan, Anadolu Liselerinde öğrenci 9. ve 10.sınıfta okuyacağı ders (alan- bölüm) seçimine bakmaksızın illaki fizik, kimya, biyoloji, matematik sayısal derslerinden başarılı olmaları zorunluluğu getiriyoruz. 11. Sınıfta sözel bölümde okumak isteyen öğrenci, illaki bu sayısal derslerden başarılı olmak zorunda…..! Başarısız olursa 4 dersten sınıf tekrarına kalıyor. Yabancı dil bölümünde okumak isteyen öğrenci de bu sayısal derslerden geçmek zorunda, diyoruz. Sözel ya da yabancı dil bölümlerinde bu dersleri zaten görmeyecek, okumayacak, lazım da olmayacak. Yani bu bölümlerde okumak isteyen öğrenci boşu boşuna sınıfta kalıyor… Anadolu Liselerindeki başarıların daha çok olmasını istiyorsak bu durumu düzeltmek gerekir. Daha önceki yıllarda belli bir alanda okumak için derslerde ortalama notun yüksek olması sistemi vardı.
Bu durum sonradan kaldırılmıştır.
Meslek liselerinden ve çıraklıktan örgün eğitime, Anadolu liselerine 9. ve 10. sınıfta geçişlerde, nakillerde de çok yanlış bir durum var. Kaç tane öğrencimiz akademik bir liseye geldiklerinin farkında değiller. 9. veya 10 sınıfa nakil gelen bir meslek lisesi öğrencisi, çıraklık öğrencisi, sayısal derslerde başarılı olamıyor. İki sene sınıfta kalıyor. 3.yıl mesem ‘e geçiyor. Yani iki yıllı heba oluyor. Bu fikirlerimiz istişare edilebilir, konuşulabilir. Gerekli düzenlemeler yapılmazsa, akademik Liseler olan Anadolu Liselerinden başarısız öğrenciler, yeteneksiz insanlar ya da baba mesleği terzilik, bay bayan kuaförlük, marangozluk vs. olan öğrenciler yetiştirmeye devam ederiz.
Çok büyük emeklerle hazırlanmış, Türkiye Yüzyılı Maarif Modelinin bu yaraya da merhem olmasını bekliyoruz. TYMM ‘ nde emeği geçenlere çok teşekkür ederiz.
Saygılarımla.
>>>Süleyman SEZEN