Bizim yaşımızdakiler çok iyi bilir ama 10 yıl öncesine kadar siyaseti takip edenler de iyi bilir.
Evet 10 yıl öncesine kadar siyaset ve siyasetçiler hiç bu kadar durgun ve suskun değildiler.
Aksine seçimlerin bitmesinin hemen akabinde bir sonraki seçim için hareketlilik başlar ve propaganda süreci oldukça dolu dolu geçerdi.Şimdiki bu durağanlık siyasette alışık olmadığımız ve hiç de heyecan vermeyen görüntüler yaşamamıza neden oluyor.
Oysa siyaset bir yarış, bir rekabet ve "hizmet önceliği alma" ortamı oluşturmalıydı.
Maalesef şimdi bizce hiç doğru olmayan hatta hiçbir "demokratik temayüllere uymayan" bir süreç izleniyor.
Kasabalarda bile siyasi partilerin kongreleri "tek liste" ve Genel Merkez tarafından belirlenen gruplardan onay alınması ile sonuçlanıyor.
Doğal olarak bu da gösteriyor ki; o günlerde "Genel Merkezi düzeyinde kim etkili" ise partinin temsilcisi o olmakta.
Adaylardan hangisi Ankara'ya veya milletvekiline yakın konumda ise taşradaki yönetimlerde onların tekeline girmekte.
Oysa yıllardır devam eden ritüellerin dışında gelişen bu emrivakiler tabanda da hiçbir heyecan oluşmamasına sebep olmakta.
"Yerelde yönetimleri sen seç genelde millet vekillerini sen seç" o zaman tabanın fonksiyonunu nerede kalıyor?
Aslında en güzel yollardan birisi ve en doğrusunu üyelerin veya delegeler tarafından yerel yönetimleri belirlemesi ve Ankara'da kendisini temsil edecek insanları da aynı yöntemle seçmesidir.
İşte şimdiki suskunluk milletin parti çalışmalarına katılamaması veya hak ettiği oranda temsil edilememesinden kaynaklanıyor.
Geçmişte siyasi partilerin ilçe kongreleri bile tabanın hareketlenmesine neden olur ve ayrı bir şevk ve heyecan katardı.
Şimdi ise Ankara hangi listeyi onaylıyorsa onu işte mecburen kabul edilerek kongre tamamlanıyor.
Tabii bu yazı tamamen Ankara'yı ilgilendirmekte.
Çünkü gereğini onlar yapmak mecburiyetinde.
Yereldeki arkadaşlar tıpkı bir memur gibi geliyorlar ve sürelerini tamamladıktan sonra kendi mecralarına dönmekte.
Umarız bu durum bir an önce düzelir ve umarız Parti üyeleri Parti yönetimini illaki kendileri tespit eder.
Allah'a emanet olunuz.